Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Call Center

Kastamonu Üniversitesi öğrencileri, Filistin için tek yürek oldu

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİNDE OKUYAN BİR GURUP ÖĞRENCİ, STARBUCKS ÖNÜNDE TOPLANARAK İSRAİL’İN FİLİSTİN’E YÖNELİK SALDIRILARINI PROTESTO ETTİ.

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİNDE OKUYAN BİR
Şehrazat Künefe

Kastamonu Üniversitesi’nde eğitim gören bir gurup öğrenci, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etti.

Kastamonu Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler Filistin için toplandı. Bir araya gelen öğrenciler, ellerindeki döviz ve pankartlarla İsrail’in Filistin’e yönelik düzenlediği ve binlerce kişinin öldüğü saldırıları kınadı. Öğrenciler adına açıklamada bulunan Kastamonu Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencisi Yunus Kaan Başol, “Dünyanın gözü önünde yakılan Gazze’de su yok, yemek yok, ilaç yok, ağrı kesici yok, ev yok, hastane yok, okul yok, uyku yok, insanlık yok. Gazzelilerin koruyucuları olarak tek sığındıkları Allah var. Macera, dram tarzı filmleri sevenler için de ekran başında canlı ölümler diyarı Gazze var. Bir de bu ıstırabın karşısında sahtekarlığına, ruhsuzluğuna, satılmışlığına, varlığına, gücünü devam ettirmek için oradaki canları alet edenler var. Gazze’yi anlatan ve hissettiren kelimeler artık kalbimizde en ağır şekilde kifayetsiz kaldı. Çünkü Gazze hasret kalınan zamanların şahididir. Onurlu insanların taş olan yüreklere kaldıramayacağı ağırlıkta en büyük sözüdür. Vicdanları sızlatan bir gerçektir. Duyulmayan bir feryattır. Bitmeyen bir çiledir. Gözlerin görmediği, kulakların duymadığıdır. Beklenen şühedadır. Gazze yiğitlerin yurdudur” dedi.

“Gazze’nin acısı ve Dünya’nın sessizliği”

Gazze’de yaşanan zulme dünyanın sessiz kaldığını söyleyen Başol, “Teknolojinin ve iletişimin bilinen tarihin en hızlı ve ileri olduğu bir döneminde, sözde insan hak ve hürriyetlerinin dillere, belgelere, mevzuatlara pelesenk edildiği bir dönemde, dünyanın bir ucunda olan bir olayı birkaç saniyede diğer ucundakilerin duyduğu hatta canlı olarak izleyebildiği bir çağda, bütün dünyanın gözlerinin önünde canlı yayınlarda, bir mazlum milletin haykırışlarıyla, acılarıyla ve imanıyla koskoca bir yıldan fazla bir zaman geride kaldı. Bu sürede İsrail özellikle çocukları vuruyor. Hastaneleri vuruyor. Okulları, evleri, camileri, kiliseleri vuruyor. Hatta o kadar ki çocuklara karşı savaşıyor. Çünkü Siyonist rejimde biliyor ki insan psikolojisinde çocuklarını ellerinden alırsanız, hayatını elinden alırsınız. İnternetten ve sosyal medyadan bakıyoruz. Bir kişi söylesin; bir baba bisikletinin arkasındaki sepete ne koyar, ne koyabilir? Evine götüreceği ekmeğini koyabilir. Çocuğuna götüreceği hediyeyi koyabilir. Hangi baba parçalanmış çocuğunun cesedini koyabilir ki? Bu cevabı sadece Gazze’de görebiliyoruz. Görmemeliydik, böyle bir vahşet bu çağda yaşanmamalıydı, 2 milyarlık sözde İslam dünyası 2 milyonluk Siyonist’e cevap verebilmeliydi. Maalesef olmadı” diye konuştu.