Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Korucuk Kampüsü’nde açılan Tıbbi Onkoloji Servisi Klinik Araştırma Birimi, hastaların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak adına yaptıkları Ar-Ge çalışmaları sayesinde sağlık sektörüne hizmet sunuyor.
SEAH Korucuk Kampüsü’nde açılan Tıbbi Onkoloji Servisi Klinik Araştırma Birimi sağlık çalışanlarının, karar vericilerin ve hastaların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak adına yaptıkları Ar-Ge çalışmaları sayesinde sağlık sektörüne hizmet sunuyor. Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. İlhan Hacıbekiroğlu yönetiminde bulunan birim, yeni ilaç ve tedavi çalışmaları yönünden önem arz eden ve yıllar sonra ilaç haline gelebilecek bu ürünlerin çok önceden hastaların kullanımına sunulmasına imkan tanıyor. Uluslararası çapta Ar-Ge çalışmaları sürdüren Tıbbi Onkoloji Servisi Klinik Araştırma Birimi, yeni ilaçlar ve tedavilerin geliştirilme süresinin, maliyetler ve sağlık sistemleri üzerindeki yükün azaltılmasını hedefliyor.
“Biz burada onkoloji alanda yaptığımız klinik araştırmaları yürütüyoruz”
Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. İlhan Hacıbekiroğlu, “Akademik anlamda değerlendirdiğimiz aynı zamanda hastalarımıza da bir anlamda hizmet gayesi taşıyan bir birimimiz de klinik araştırma birimimiz. Burada ne iş yapıyoruz? Aslına bakarsanız onkolojide birçok tedavi modalitesi var hastalarımıza uyguladığımız. Ve bu tedavi modelitelerin insanlara uygulanması kanıtlanana kadar geçirdiği safhalar var. Bunlara biz klinik araştırmalar diyoruz. Bir ilaç nasıl geliştiriliyor? İlk önce preklinik deney dediğimiz hayvan çalışmaları ya da hücre serisi çalışmaları gibi preklinik aşamalardan geçiyor. Oradan etkinliğini kanıtlayan molekülün insan çalışmaları başlıyor. Yani bir molekülün insanlarda kullanılabilmesi, güvenilirliğini, etkinliğini kanıtlayabilmesi için getirdiği aşamalardır. Biz bunlara faz çalışmaları diyoruz. Faz 1, faz 2, faz 3 olmak üzere esas olarak 3 ana başlıktan oluşuyor. Tabii faz 4 de var ama o biraz daha piyasa verisi. Faz 1 aşamada bulunan molekülün maksimum tolerabıl dozu yani güvenliği belirleniyor. Faz 2 çalışmada gönüllüler üzerinde bu etkin molekül deneniyor. Faz 3’te de artık geniş örneklemlerde bu ilacın etkinliği deneniyor. İlacın insan sağlığında kullanılması kanıtlanmış, dozu belirlemiş, güvenilirliği kanıtlanmış çalışmalardır. Faz çalışmaları, klinik çalışmalar. Biz burada onkoloji alanda yaptığımız klinik araştırmaları yürütüyoruz” dedi.
“Geliştirmekte olan ilaçlara hastalarımız erkenden ulaşmış oluyor”
Araştırma merkezi hakkında detaylandırmalar yapan Hacıbekiroğlu, “Özellikle bizde daha çok faz 2 ve faz 3 çalışmalar mevcut, geliştirmekte olan ilaçlara hastalarımız erkenden ulaşmış oluyor. Bu çalışma çerçevesinde alınan ilaçların maliyeti de sponsor firmaya, bilimsel araştırma firmasına ait olduğu için ülkemize de ek bir yük getirmiyor. Doktorlar içerisinde ayrı bir akademik deneyim fırsatı olmuş oluyor. Hem hasta yararı hem hekim yararı hem toplum yararı gözeten akademik gayeli tasarlanmış çalışmalarımızı yürüttüğümüz yerdi klinik araştırmalar ünitesi. Ki bu ilaçların geliştirilip bir şekilde faz 3’leri de tamamladıktan sonra piyasaya çıkana kadar geliştirdikleri aşamaları bir şekilde hastalarımız pas geçmiş, günümüz onkolojisine kullanılan ilaçlara erkenden ulaşmış. En azından güncel standartlar içerisinde kullanılan ilaçlardan daha iyi olabileceği iddia edilen ürünleri de bir şekilde ücretsiz, devlet gözetimi altında akademik çalışma çerçevesinde de ulaşmış olduğu çalışmalardır. Bu çalışmaları yürüttüğümüz yerde klinik araştırma ünitemizdir” diye konuştu.