Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Call Center

Düzce Üniversitesi Hastanesi sağlık turizmi yetki belgesini aldı

TÜRKİYE’DE 62 KAMU ÜNİVERSİTESİ HASTANESİNDE BULUNAN SAĞLIK TURİZM YETKİ BELGESİNE DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ’NİN DE EKLENDİĞİNİ BİLDİREN DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ SAĞLIK TURİZMİ KOORDİNATÖRÜ DR. ÖĞR. ÜYESİ FUAT YALMAN, TÜRKİYE’DE GÜNCEL SAĞLIK TURİZMİ UYGULAMALARI HAKKINDA BİLGİ VERDİ.

TÜRKİYE’DE 62 KAMU ÜNİVERSİTESİ
Şehrazat Künefe

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile Türkiye’de sağlık turizmi yapabilecek hastaneler arasına girdi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Sağlık Turizm Yetki Belgesi alan kamu üniversitesi hastanelerinden birisi olmaya hak kazandı.

Türkiye’de 62 kamu üniversitesi hastanesinde bulunan Sağlık Turizm Yetki Belgesine Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin de eklendiğini bildiren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Turizmi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Fuat Yalman, Türkiye’de güncel sağlık turizmi uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Türkiye’nin, sağlık turizmi pazarında her zamankinden daha fazla avantaja sahip olduğun belirten Yalman, küresel salgın (COVID-19) sonrasında, sağlık turistlerinin uygun tedavi maliyetleri, yüksek hizmet kalitesi, modern tıbbi teknoloji, erişim kolaylığı gibi tercih kriterlerine sağlık güvenliğinin de eklendiğini ifade etti.

Türkiye’de salgının başlangıcından itibaren yetkin ve proaktif süreç yönetildiğine işaret eden Sağlık Turizmi Koordinatörü Dr. Fuat Yalman, “Bu sayede Türkiye tüm yönleriyle uluslararası hastalar için sağlık güvenliğinin mümkün olduğu bir sağlık turizmi merkezi olarak yeniden konumlandırılmış oldu” diye konuştu.

“Türkiye, dünyanın en iyi 10 sağlık turizmi destinasyonu arasında yer almaktadır”

Sağlık Turizmi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Fuat Yalman, “Dünyada son 10 yılda sağlık turizminde başarılı olmuş ülkeler, öncesinde süreçlerini tanımlamış ve stratejilerini belirleyerek sağlık turizmini ülke politikası haline getirmişlerdir. Türkiye’nin sağlık turizmi sektöründe görülen temel ihtiyaçları üç ana husustan oluşmaktadır; bunlardan birincisi etkin denetim ve kalite güvencesinin sağlanması, ikincisi olumlu ülke imajının hedef pazarlarda desteklenmesi ve üçüncüsü ise sektörün insan kaynağı kalitesinin artırılmasıdır. Türkiye, dünyanın en iyi 10 sağlık turizmi destinasyonu arasında yer almaktadır. Türkiye’de sağlık turizminin üç büyük avantajı; uygun fiyat, yüksek kaliteli bakım ve birinci sınıf tedaviye anında erişimdir. Türkiye’nin sunduğu en büyük fayda, diğer ülkelere kıyasla maliyet açısından önemli ölçüde tasarruf sağlamasıdır” dedi.

“En çok tercih edilen branşlar”

“Salgın (COVID-19) sonrasında kardiyovasküler sistem hastalıkları, kanser, KOAH, obezite ve mental ile bağımlılığa ilişkin hastalıkların küresel boyutta görülme sıklığı hızla artmıştır” diyen Yalman, “Salgın sonrasında sağlık turizmi sektöründe başarılı olacak ülkeler, salgını iyi yönetebilen, güvenlik riskini en aza indiren ve hedef ülkeler ile branşlara odaklanmayı başaranlar olacaktır. COVID-19’la beraber, insanlar sağlıklarını kaybetmeden önce hareket etmenin önemini kavramıştır. Sağlığı, gençliği ve bağışıklığı korumanın hayati olduğunu fark etmişlerdir. Yirmi yıl önce insanlar dışarıdan güzelleşirken, artık içeriden de güzelleşip daha sağlıklı hale gelmeye yönelmişlerdir. Sağlık hizmeti almak üzere Türkiye’ye gelen turistler tarafından en çok tercih edilen branşlar; saç ekimi, estetik, kalp cerrahisi, ortopedi, onkoloji ve tüp bebek tedavisidir. Türkiye’yi bu alanlarda tercih edenlerin yüzde 70 Avrupa’dan, yüzde 30 Arap dünyasından gelmektedir” ifadelerine yer verdi.

Türkiye’ye sağlık turizmi amacıyla en çok 2010’lu yılların başında saç ekimi için Arapların geldiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Yalman, “Ancak bu durumun Avrupa lehine döndüğü, yüzde 70 Avrupa, yüzde 30 civarı Arapların geldiği görülmektedir. Özellikle yakın kıta Avrupa’sı dediğimiz ülkelerden; İtalya, İspanya, Hollanda, Avusturya, Fransa, İsveç, Norveç, Finlandiya, Romanya ve Bulgaristan’dır. Ayrıca Türkiye daha uzak coğrafyalardan; Kanada, Avusturya, ABD, Güney Kore, Çin, Japonya ve Hindistan’dan da hasta almaya başlamıştır” şeklinde konuştu.

Düzce, hem bölgenin hem de ülkemizin cazibe merkezi olmaya aday

Düzce’nin destinasyon olarak İstanbul, Ankara, Bursa ve Eskişehir gibi önemli ana kentlere yakınlığının getirdiği coğrafi avantaj ve sahip olduğu zengin çeşitliliğe vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Yalman, hem bölgenin hem de ülkemizin cazibe merkezi olmaya aday bölgeleri arasında bulunduğunun altını çizdi. Düzce’nin yayla turizmi, golf turizmi, kış turizmi, eko turizm ve deniz turizmi gibi sağlık turizmini destekleyici alternatif turizm türlerine ev sahipliği yaptığını dile getiren Sağlık Turizmi Koordinatörü Dr. Fuat Yalman, bunun yanı sıra sahip olduğu (başta termal kaynaklar olmak üzere) doğal kaynaklar ve farklı bitki türlerinin varlığı ile sağlık turizminde hem tedavi hem de tedavi sonrası rehabilitasyon hizmetleri imkanlarında oldukça büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Düzce ilinin sağlık turizminde güçlü bir marka kent olmasını sağlayacak değerlere ve niteliklere sahip olduğunu dile getiren Fuat Yalman, “Düzce’nin bu niteliklerinin sağlık turizminin mevcut gücünü arttırma yönünde yapılabilecek girişimlere ışık tutacağı öngörülerek, Üniversitemiz Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Turizmi Tesis Yetki Belgesi almıştır” ifadeleri ile açıklamasını sonlandırdı.