Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kultur Koleji

Diş beyazlatmada doğru bilinen yanlışlar

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan Diş
Şehrazat Künefe

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan Diş Hekimi Jale Demir, diş beyazlatmada doğru bilinen yanlışlara değinerek önemli açıklamalarda bulundu.

Uzun yıllar sigara kullanan ve daha önce hiç diş beyazlatma hizmeti almayan hastanın tedavi sürecine değinerek sözlerine başlayan Dr. Jale Demir, hastanın diş beyazlatma nedenin biri de sigarayı bırakmak için motivasyon kazanma isteği olduğunu vurgulayarak, diş beyazlatmanın sadece estetik görünüş değil, bir tedavi olarak bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda tam iyilik halinin sağlık olarak tanımlandığını hatırlatarak sözlerine devam eden Jale Demir, bu nedenle sağlıklı bir gülüş için estetik kadar etkili olan diğer bir durumun ise beyaz dişler olduğunu vurguladı. Dişlerin; gri, sarı, beyaz ve tonları gibi farklı renk ve tonlarda olabileceklerini söyleyen Demir, doğal rengine sahip dişlerin zamanla çeşitli sebeplere bağlı olarak renk değişimlere maruz kalabildiğini ifade etti.

Diş renginin bozulmasına sebep olan etmenler ve diş beyazlatma teknikleri

Diş beyazlatmada en sık tercih edilen yöntemin ofis tipi beyazlatma olduğunu söyleyen Diş Hekimi Jale Demir, “Bu yöntem, klinik ortamda, yüksek konsantrasyonlu hidrojen peroksit içeren beyazlatıcı jellerin diş yüzeyine uygulanması ve genellikle özel ışık sistemleriyle (LED, plazma ışık ya da lazer) aktive edilmesiyle gerçekleştirilir. Bu yöntem, tek seansta belirgin bir beyazlatma sağlaması nedeniyle özellikle zamandan tasarruf etmek isteyen bireyler arasında oldukça popülerdir. Dişlerin renklenmesinin altında ise hem harici hem de dahili nedenler yatmaktadır. Çay, kahve, meyve suyu, kola gibi pigmentli içeceklerin aşırı tüketimi gibi beslenme alışkanlıkları, sigara kullanımı, yetersiz ağız hijyeni ve travmalar çevresel faktörler olarak harici renklenmeye sebep olurken, genetik faktörler, florozis (aşırı flor alımı), tetrasiklin gibi antibiyotiklerin kullanımına bağlı renklenmeler veya yaşa bağlı mine aşınmaları gibi etmenler renklenmelere yol açar. Dolayısıyla beyazlatma işlemi planlanmadan önce renklenmenin tipi ve kaynağı doğru analiz edilmelidir” dedi.

Ofis tipi beyazlatmaya ek olarak ev tipi (home bleaching) beyazlatma yönteminin de sıklıkla kullanıldığını ifade eden Demir, kişiye özel hazırlanan ağız plakları ve düşük konsantrasyonda beyazlatıcı jellerin kullanılarak hastanın, tedaviyi kendi evinde gerçekleştirdiğini dile getirdi. Bu yöntemin genellikle daha uzun sürede sonuç verdiğinin altını8 çezen Jale Demir, bazı vakalarda kombine uygulamalar (önce ofis tipi, sonra evde destekleyici ev tipi) ile daha stabil ve uzun ömürlü sonuçlar elde edildiğini söyledi.

Diş beyazlatma işlemlerinin kalıcılığı ne kadar sürer?

Diş beyazlatmanın kalıcılığının; uygulanan yönteme, hastanın yaşam tarzına ve dişin yapısal özelliklerine bağlı olarak değişiklik gösterdiğinin bilgisini veren Diş Hekimi Jale Demir, “Beyazlık genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında korunabilir. Ancak sigara kullanımı, kahve, kırmızı şarap gibi renk verici maddelerin aşırı tüketimi gibi etmenler kalıcılığı azaltır. Düzenli ağız hijyeni sağlanması, beyazlatıcı diş macunlarının uygun şekilde kullanılması ve profesyonel diş temizliği ile beyazlatmanın etkisi daha uzun süre muhafaza edilebilir” şeklinde konuştu.

Diş beyazlatma sonrası nelere dikkat edilmelidir?

Diş beyazlatma işleminden sonra özellikle ilk 48 saat boyunca dişler daha hassas hale geldiğinden, renklenmeye yol açabilecek yiyecek ve içeceklerden kaçınmak gerektiğini ve bu dönemde beyaz diyet uygulanması önemli olduğunu vurgulayan Jale Demir, tedavi sonrası dönemde; beyaz peynir, süt, yoğurt, tavuk eti, beyaz pirinç gibi açık renkli gıdaların tüketilmesi önerisinde bulundu. Ayrıca sigara, çay, kahve ve asidik içeceklerden uzak durulması gerektiğini de hatırlatan Demir, alınacak bu önlemler sonucunda yeni oluşacak renklenmelerin önüne geçilmiş olacağını ifade etti.

Beyazlatma sonrası hassasiyet normal midir? Hassasiyet nasıl giderilir?

Diş beyazlatma işlemi sonrasında geçici diş hassasiyeti görülmesinin oldukça normal olduğunu ve bu hassasiyetin ekseriya 24 ila 72 saat içerisinde kendiliğinden kaybolduğunu söyleyen Jale Demir, “Özellikle ince mine tabakasına sahip bireylerde bu hassasiyet daha belirgin olabilir. Bu durumun önüne geçmede potasyum nitrat veya florid içeren hassasiyet giderici diş macunlarının kullanımı yardımcı olur. Ayrıca diş hekimleri, ihtiyaç duyulması halinde florid uygulamalarıyla mineyi destekleyerek hassasiyeti hızlıca azaltabilirler” dedi.

Beyazlatma işlemleri tüm bireylere uygulanabilir mi?

Beyazlatma işlemlerinin her birey için uygun olmadığını dile getiren Jale Demir, “Hamile veya emziren kadınlar, 16 yaş altı gençler, aktif diş eti hastalığı veya çürük problemi olan bireylerde beyazlatma yapılması önerilmez. Ayrıca, ağızda büyük çaplı dolgu, kuron, kaplama gibi restoratif materyaller bulunan bireylerde doğal diş ile restorasyonlar arasında renk uyumsuzlukları oluşabileceğinden işlem öncesi detaylı bir planlama yapılmalıdır” ifadelerine yer verdi.

Diş rengi genetik midir? Beyazlatma herkeste aynı etkiyi gösterir mi?

Diş renginin büyük ölçüde genetik faktörlere bağlı olduğunu açıklayan Diş Hekimi Demir, “Dişe rengini veren kromofor denilen organik uzun zincirli moleküllerdir ve beyazlatma işlemi kromofor zincirinin kırılıp oksidasyona uğraması sonucu oluşur. Her bireyin başlangıç diş rengi farklıdır ve beyazlatmaya verdikleri yanıt da değişkenlik gösterir. Özellikle sarı tonlu dişler beyazlatmaya daha iyi yanıt verirken, gri ya da morumsu tonlarda (örneğin tetrasiklin renklenmelerinde) istenen sonuca ulaşmak daha zor olabilir. Bu nedenle tedavi öncesinde hastanın beklentileri doğru yönetilmeli ve kişiye özel bir beyazlatma protokolü oluşturulmalıdır” dedi.

Beyazlatma işlemi dişlere zarar verir mi?

Doğru şekilde, kontrollü olarak ve uygun ürünlerle yapıldığında diş beyazlatma işleminin dişlere kalıcı bir zarar vermeyeceğinin altını çizen Jale Demir, “Bilinçsiz ürün kullanımı, aşırı uygulamalar ya da yetkisiz kişiler tarafından yapılan işlemler mine tabakasında aşınma, pulpa hasarı ve kalıcı hassasiyet gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle işlemin mutlaka bir diş hekimi kontrolünde gerçekleştirilmesi kritik öneme sahiptir. Beyazlatma ajanı olarak kullanılan materyal yüksek konsantrasyonda (Yüzde 25-40) hidrojen peroksit veya karbamid peroksit solüsyonlarıdır. Uygulanan bölgede su ve oksijene ayrışır ve oksijen sayesinde oksidasyon-redüksiyon tepkimesi meydana gelerek beyazlatma sağlanır. Bu işlemi hızlandırmak için de fotosensitive ajanlar ve light cure sistemler kullanılmıştır. Işık kaynağı peroksiti aktive ederek beyazlatma işleminin kimyasal reaksiyonunu başlatır. Kliniğimizde yüzde 35 hidrojen peroksit içeren diş beyazlatma ajanı kullanılmaktadır” diyerek diş beyazlatma işleminin uzman hekimler eşliğinde yapılması gerektiğini vurguladı.

Estetik beklentiler ile gerçekçi sonuçlar arasında nasıl bir denge kurulmalı?

Hastaların “olabildiğince beyaz” dişler istediğini, hekimlerin ise; doğal ve sağlıklı bir beyazlık hedeflediklerini söyleyen Jale Demir, “Aşırı beyaz dişler doğal görünmediği gibi, mine yapısına zarar verebilir. Bu nedenle beyazlatma işlemleri sırasında hastanın yüz tipi, ten rengi, yaş faktörleri gibi kriterler göz önüne alınarak doğal bir estetik hedeflenmelidir. Hekim ve hasta arasında gerçekçi bir beklenti yönetimi yapılması tedavinin başarısını artırır” dedi.

Diş beyazlatma işlemi sonrası tekrar renklenme olursa ne yapılmalı?

Zamanla doğal olarak bir miktar renk değişimi yaşanabileceğini ifade eden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, “Bu durumda, ‘touch-up’ uygulamaları yani küçük destekleyici beyazlatma seansları yapılabilir. Ev tipi hafif beyazlatıcı jellerle yapılan kısa süreli uygulamalar renk stabilizasyonu sağlar. Ayrıca düzenli profesyonel diş temizliği ve ağız hijyeninin sürdürülmesi, renk kaybını minimuma indirir. Diş beyazlatma, tüm bu açıklamalar doğrultusunda estetik diş hekimliği günümüzde bütünsellik içeren bir tedavidir. Sağlıklı ve beyaz gülüşler temenni ederim” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.